İncelememizin ana karakterini bu konu içermektedir, buraya kadar olan bölümde işlediğimiz din tanımları bu bölümün daha iyi anlaşılabilmesi için hazırlık amacını gütmekteydi. Çünkü hak din yerel değil evrenseldir, kişilere göre tanımı yoktur, kainata göre tanımı vardır ve bu dini kainatın sahibi belirler, tanımlar. Din sadece tanrı ile kul arasındaki şeye indirgenemeyecek kadar önemli ve geniş çerçevededir. Çünkü insan ile alakalı olan her şeyi açıklıyor ve yol gösteriyor ona bir sistem kuruyor, nizam veriyor.
Din ve İnanç
Din ve inanç arasındaki ilişki insanlar için her zaman muamma olmuştur, birçok insan ikisinin aynı şey olduğunu zannetmektedir. Oysa ikisi aynı şey değildir. Din daha öncede bahsettiğimiz gibi objektiftir, inanç ise subjektif yanı oluşturmaktadır; inanç her canlı için ortaktır ve hepsi inanır ancak din seçime bağlıdır. Bir din seçiminde bulunmamak mümkündür ki bu bile tartışmalıdır ancak inançsız olmak mümkün değildir, inanç sadece bir tanrıya yapılmamaktadır, tanrıya inanmamak da bir inanç türüdür. İnançlar kişiye özgü, bireyseldir.
Din ve İdeoloji
Batı ve İslam literatürlerinde din tanımı, Kur’an’a göre dinin ne olduğunu yukarıdaki bölümlerde ayrıntılı olarak işledik. Bu bölümde tekrar dinin ne olduğunu anlatmaya girişmeyeceğiz. Ancak baz alacağımız din tanımları, Kur’an’ın objektif-subjektif din tanımı olacaktır ki, hak din olan Allah’ın ölçüsü ile belirlenen İslâm ve bunun dışında kalan bâtıl dinler olarak Kur’an’ın belirttiği din tanımları ölçü alınacaktır. İşleyeceğimiz konu ise, ideolojinin ne olduğu, nasıl oluştuğu, din ile benzerlikleri ve Kur’an’ın tanımına göre ideolojilerin de birer din olup olmadığı konusudur.